“Sahada İlk Gün: Beklentiler ve Gerçekler”

“Sahada İlk Gün: Beklentiler ve Gerçekler”

Merhaba yeniden,

Bu satırları, mesleğe ilk adımı atmaya hazırlanan bir rehber adayı olarak, sahada geçirdiğim ilk günü ve o günün bende bıraktığı izleri paylaşmak için yazıyorum. Çünkü bu meslek, sadece bilgiyle değil, deneyimle büyüyen bir alan. Sahadaki ilk gün, mesleğin ne kadar dinamik, sürprizlerle dolu ve insan odaklı olduğunu tüm gerçekliğiyle gösteriyor.

Başlamadan önce zihnimde bir tablo vardı:

Tura başlamadan önce kendimi kısa ve net tanıtacağım, grup beni dikkatle dinleyecek, anlatımlarım heyecanla karşılanacak, herkes memnun kalacak... Ama gerçekler başka bir dili konuşuyordu. Çünkü sahada karşında sadece tarih dinlemek isteyen değil; uykusuz, yorgun, aceleci, bazen sabırsız, bazen aşırı ilgili ya da kayıtsız bir kalabalık durabiliyor.

İlk öğrendiğim şey şu oldu:

Her grup bir dünya. Ve her dünyanın dili farklı. Sahadaki ilk gün, öğrendiğim teorik bilgileri nasıl esnetmem gerektiğini, hangi bilgiyi ne zaman vereceğimi, hangi esprinin karşılık bulacağını, hangi sorunun yanıtının sadece bilgiyle değil, iletişimle verileceğini öğretti bana.

Tabii ki heyecan vardı. Hatalar da oldu. Mesela ilk rotada, anlatımı yaparken bir anda yön duygumu kaybettim. Duruşum bozuldu. Grubun ilgisi dağıldı. Ama o anda, deneyimli bir rehberin bir gün önce söylediği bir söz geldi aklıma:

“Kendine güvenin kırıldığı yerde, grubun güveni de sende çatlar. Dur, derin nefes al, gülümse ve toparla.”

Aynen öyle yaptım. Anlatımı yeniden yapılandırdım. Ve günün sonunda küçük hataları büyük bir deneyime dönüştürdüm.

Bir başka önemli farkındalık da şuydu:

Acente-rehber ilişkisi.

Programın akışına sadık kalmak, zaman yönetimi yapmak, misafir memnuniyetini sağlamak kadar; acenteyle güçlü ve sağlıklı bir iletişim kurmak da en az tur anlatımı kadar önemli. Rehberin sahadaki kararı, acentenin güveniyle şekilleniyor. Bu güveni sarsmamak, birlikte uyumlu bir çalışma ortamı oluşturmak gerekiyor.

İlk günün sonunda ayaklarım ağrımıştı, sesim kısılmıştı… Ama yüreğim dolmuştu. Çünkü sadece bilgi aktarmamıştım; empati kurmuştum, çözüm üretmiştim, yön bulmuştum ve mesleğin ruhunu sahada hissetmiştim.

Bu yazıyı okuyan rehber adaylarına küçük bir not:

Hazırlıklı olun, ama esnek kalın. Sahada mükemmel olmak değil, samimi ve çözüm odaklı olmak önemlidir.

Bu yazıyı okuyan rehberler ve acente çalışanlarına da içten bir teşekkür:

Sizlerin sahadaki duruşu ve deneyimi, biz adaylar için en büyük rehberliktir.

Yeni bir yazıda; misafir profili, grup yönetimi ve kriz anlarını ele alacağız.

O zamana kadar:

“Anlatan, sadece bilen değil; aynı zamanda yaşayan olmalıdır.”

 

Saygıyla,

 Rehber Adayı

İsmail NAİMİ 

Muhteşem
Beğen
9